Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 12. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12714 Esas 2019/10431 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12714 Esas 2019/10431 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12714 Esas 2019/10431 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 12. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2019/12714

KARAR NO : 2019/10431

KARAR TARİHİ : 21.10.2019

12. Ceza Dairesi         2019/12714 E.  ,  2019/10431 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği

    Taksirle yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Alanya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/10/2018 tarihli ve 2018/16738 soruşturma, 2018/10760 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Alanya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/04/2019 tarihli ve 2018/3518 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, müşteki ile oğlu mağdur Kıvanç Küçükyıldırım"ın şüphelinin sorumlusu olduğu Quatro Beach isimli otelde tatil amaçlı olarak bulundukları sırada, mağdur Kıvanç"ın havuzun kaydırağından kaydığı esnada havuz içerisinde bulunan cam parçasının ayağının altını kesmesi neticesinde alınan geçici doktor raporuna göre basit tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olaya ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna istinaden Alanya Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/19402 esas, 2013/19286 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesinin ancak mahkeme hâkimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hâkimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hâkimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı nazara alındığında, mağdurun somut olaydaki yaralanmasının bahse konu otelin havuzundaki cam parçası ile gerçekleştiğinin sabit olması karşısında, şüpheli hakkında atılı taksirle yaralama suçunun unsurlarının oluştuğunun değerlendirildiği, ancak mağdurun yaralanmasına ilişkin kesin raporun aldırılmadığı gibi şüphelinin üzerine atılı taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olmasına karşın soruşturma aşamasında müştekiye ve şüpheliye usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, mağdurun yaralanmasına ilişkin kesin raporun aldırılması ile soruşturma dosyasının uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince Alanya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/04/2019 tarihli ve 2018/3518 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 24/06/2019 gün ve 94660652-105-07-7271-2019-kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olay günü müştekinin oğlu olan mağdurun, şüphelinin genel müdür olarak görev yaptığı otelde bulunan havuza girdikten sonra ayağının bir cam parçasına temas ettiği ve dosya kapsamında bulunan geçici doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, müştekinin şikayeti doğrultusunda başlanan soruşturma kapsamında aldırılan 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporundaki kusur tespitine istinaden şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karar karşı süresi içinde yapılan itirazın merci tarafından reddedildiği olayda, incelenen dosya kapsamında bulunan ve verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara karşı itirazın reddine ilişkin karara dayanak gösterilen 09/10/2018 tarihli raporunu düzenleyen bilirkişinin uzmanlık alanının açıkça belirtilmediği, meydana gelen olayda yaralandığı anlaşılan mağdurun yaralanmasına ilişkin kesin raporun aldırılmadığı, bununla beraber soruşturmaya konu suçun CMK"nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırmaya tabi olduğunun gözetilmediği anlaşılmakla,
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Alanya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10.04.2019 gün ve 2018/3518 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.