"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ-TESCİL
Davacı ..., mirasbırakanı ...’nun 567, 699 ve 907 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’na satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescili istemiş, bilahare 907 sayılı parsel yönünden davasından feragat etmiş, yargılama sırasında ölümü ile dava, tereke temsilcisi tarafından takip edilmiştir.
Davalı ... ..., iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü ile dava, mirasçıları tarafından takip edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 907 sayılı parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; ‘’ Toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çekişmeli taşınmazlarda satış suretiyle davalıya pay temlik ettiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, çekişme konusu 699 parsel sayılı taşınmazda, miras bırakan tarafından 19.11.1970 tarihinde 1/3 payın satış suretiyle davalıya temlik edildiği, davalının aynı akitle üçüncü kişiden satış suretiyle edindiği 1/6 payla birlikte toplam 3/6 payın maliki olduğu; öte yandan, tevhit ve ifraz işlemleri sonucu oluşan çekişme konusu 567 parsel sayılı taşınmazın öncesini teşkil eden 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlarda miras bırakan tarafından 19.11.1970 tarihinde 1/3"er payın satış suretiyle; 24 parsel sayılı taşınmazda ise 1/2 payın 25.12.1978 tarihinde hibe yoluyla davalıya temlik edildiği; davalının 23 sayılı parselde 1/6 payı ise üçüncü kişiden satın almak suretiyle edindiği, bilahare 22,23,24 nolu parsellerin birleştirilmesiyle oluşan 565 parsel sayılı taşınmazda davalının üçüncü kişilerle birlikte paydaş olduğu, 565 nolu parselin ise, ifrazen 566 ve 567 nolu parselere ayrıldığı, rizai taksim sonucunda, çekişmeli 567 nolu parselin müstakilen davalı adına tescil edildiği görülmektedir. Hal böyle olunca, çekişme konusu 699 parsel sayılı taşınmazda miras bırakan tarafından satış suretiyle davalıya temlik edilen 1/3 pay
üzerinden davacının miras payı oranında kabul kararı verilmesi gerekirken, davalının üçüncü kişiden satın alma yoluyla edindiği 1/6 payın da kabul kapsamına alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, çekişmeli 567 sayılı parselin öncesini oluşturan 22 ve 23 sayılı parsellerde miras bırakan tarafından satış suretiyle davalıya temlik edilen 1/3"er payın; davalıya 24 sayılı parselde hibe suretiyle temlik edilen 1/2 pay ile 23 sayılı parselde davalının üçüncü kişiden edindiği 1/6 payın oranlanması suretiyle bulunacak payın kabul kapsamına alınması, başka bir ifadeyle miras bırakan tarafından satış yoluyla temlik edilen payların karşılığı olarak 567 sayılı parselde davalıya isabet edecek pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, üçüncü kişiden edinilen pay ile miras bırakanın hibe yoluyla temlik ettiği payı da kapsar şekilde kabul karar verilmesi de isabetsizdir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde dava konusu 907 sayılı parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden mirasbırakanın satış suretiyle davalıya temlik ettiği paylar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, tereke temsilcisi vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tereke temsilcisi vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; ‘’ Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. ‘’ düzenlemesi ile tapu sicilinde yapılacak tescil, terkin ve düzeltim gibi işlemler, doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince kamu düzenini ilgilendirdiğinden, bu hususların kendiliğinden gözönüne alınması gerektiği birlikte değerlendirildiğinde, davacı ...’nın yargılama sırasında ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin ölü kişi adına tescile karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendindeki ‘’ iptal edilen bu kısımların yine bu veraset ilamındaki miras hisseleri oranında davacı adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE ‘’ ibaresinin çıkarılarak yerine ‘’ iptal edilen payların ...’nın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 11.12.2012 tarih ve 2012/1465 E 2012/1758 K sayılı veraset ilamında belirtilen payları oranında mirasçıları adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE ‘’ ibaresinin yazılmasına, tereke temsilcisi vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.