"İçtihat Metni"
Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03/11/2016 tarihli ve 2016/101966 soruşturma, 2016/39866 esas, 2016/33952 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesine uygun bulunmadığından bahisle iadesine dair ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2016 tarihli ve 2016/647 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2016 tarihli ve 2016/1118 değişik iş sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 26/01/2017 gün ve 74/2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 gün ve 2017/6700 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, Mahkemesince 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 168/5. fıkra hükmünün şüpheliye hatırlatılmadığı ve oluşan zararı tazmin için süre verilmediği gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, karşılıksız yararlanma suçunu işleyen fail hakkında, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı soruşturma tamamlamadan önce gidermesi halinde kamu davası açılmayacağı şeklinde bir düzenleme getirildiği, ancak Cumhuriyet savcılığınca bu hususun faile hatırlatılması ve zararın giderilmesi için süre tanınması gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 174/1-c bendinde iddianamenin iadesi sebebi olarak ön ödemeye veya uzlaşmaya tabi suçlarda, ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin iadesine karar verileceğinin hüküm altına alındığı, bu durumun Cumhuriyet savcısına bir yükümlülük getirdiğinde şüphe bulunmadığı, ancak etkin pişmanlık hükümlerinin soruşturma aşamasında uygulanması bakımından Cumhuriyet savcısının şüpheliye bu hususu hatırlatmasının gerekmediği, zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 4. maddesinde yer alan “ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.” hükmü nazara alındığında, Cumhuriyet savcısının yapacağı araştırmanın sadece zararın giderilip giderilmediği yönünde olacağı, nitekim dosya kapsamına göre müşteki kurumun 26/10/2016 tarihli cevabi yazısı ile şüpheli tarafından her hangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği anlaşıldığından, iddianamenin iadesi kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK"nın 170/2. maddesinde, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısının iddianame düzenleyeceği belirtilip, 174. maddesinde hangi hallerde iddianamenin iade edileceği sınırlı olarak sayılmıştır. Kaçak tespit tutanağında sayaç olmadan by-pass şeklinde bağlantı yapılarak kaçak doğalgaz kullandığı belirlenen şüpheli ... hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmakla, toplanan kanıtlar şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphe oluşturduğu gibi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile TCK"nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrada, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde kamu davası açılmayacağı düzenlenmiş ise de, soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcısının zararın tazmini hakkında bildirimde bulunması gerektiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı halde, bu konuda bildirimde bulunulmadan dava açıldığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilmesi karşısında, itiraz merciince itirazın kabulü yerine aynı gerekçeyle reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (...) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen, 05/12/2016 gün ve 2016/1118 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 06/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.