"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklılar 08.04.2015 tarihinde davalı borçlu aleyhine mülkiyet hakkına dayanarak kira alacağının tahsili için başlattığı icra takibinde, 2015 yılı Nisan ayı kira bedelinin 3/4 payına tekabül eden alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı borçluya ödeme emri 11.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine takip kesinleşmiş olup, davacı alacaklı İİK.nun 269/a maddesi gereğince 18.05.2015 tarihinde icra hukuk mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, kira sözleşmesinde mal sahiplerinin her durumda ortak ve müşterek hareket etmek zorunda bulunduğu ibaresinin sözleşmede bulunduğunu, kiraya veren birden fazla ise bunların tümünün zorunlu takip arkadaşı olarak bulunması gerektiğini, kiralayanların tümü tarafından takip yapılmadığı ve dava açılmadığı bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kira sözleşmesinde kiraya verenlerin 4 kişi olduğu halde takip talebinde 3 kişi tarafından talepte bulunulduğu ve 3 kişi tarafından dava açıldığı, tahliye talebinin bölünebilir bir hak-borç olmadığı, kiraya verenler arasında zorunlu dava ve takip arkadaşlığı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar yanında..."ın da kiralayan sıfatıyla imzaladığı kira sözleşmesi 01.09.2012 başlangıç tarihli 2 yıl sürelidir. Dosyaya ibraz edilen tapu senedinden kiralayanların ¼ pay sahibi malik oldukları anlaşılmaktadır. Buna göre kiralananın paylı mülkiyet hükümlerine göre tapuda kayıtlı olduğu, alacaklılar ..., ..., ...’in mülkiyet hakkına dayanarak pay ve paydaş çoğunluğunu sağlayarak paylarına ilişkin icra takibi başlatmaları ve dava açmalarında usulsüzlük bulunmadığından işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.