"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, miras bırakanı ...’nın maliki olduğu ve ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı ...’ya temlik edilen 649, 700, 507, 472, 236 ve 233 parsel sayılı taşınmazlardaki saklı paylarının tenkisini istemiş, yargılama aşamasında talebini ıslah ederek miras bırakan ile davalı arasında Karaburun Noterliğince yapılan 23/11/2004 tarih 00791 yevmiye nolu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muris muvazaası nedeniyle iptalini, olmadığı taktirde saklı paylarının tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen dosyalarda davacılar, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muris muvazaası nedeniyle iptalini, 236, 286, 287, 472, 507, 649 ve 700 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı bir akit olduğunu, murisin boşanma aşamasında olduğu davacıdan mal kaçırma kastının bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliğine dair verilen karar Dairece “... Davacı tarafa tescil davası açması için önel verilmesi, açıldığı takdirde tescil davasının eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde muris muvazaası olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemelerce verilen kararların HMK"nın 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.
Somut olayda dava, sağ kalan eş Ulviye tarafından açılmış olup, miras bırakan Ahmet’in veraset ilamına göre Ulviye"nin miras payı 1/2"dir. Bu pay üzerinden, dava devam ederken ölen Ulviye’nin mirasçıları olan davacıların mirasçılık belgesindeki miras payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesi ve kalan payların kayıt maliki olan davalı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde HMK"nun 297/2. maddesine aykırı olarak, infazı mümkün olmayan şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.