Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12486 Esas 2017/166 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12486 Esas 2017/166 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/12486 Esas 2017/166 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/12486

KARAR NO : 2017/166

KARAR TARİHİ :

1. Hukuk Dairesi         2016/12486 E.  ,  2017/166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda; yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babas...l"in kayden maliki olduğu 145 ve 1345 parsel sayılı taşınmazları tek oğlu olan davalı ..."e temlik ettiğini,işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu 23 parselin geldisi 145 parsel sayılı taşınmazın tapulama sırasında murisin bağışı sebebiyle adına tescil edildiğini, 1345 parsel sayılı taşınmazın ise Mehmet oğlu Ali Armutlu’dan satın aldığını murisle bir ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 352 ada 23 nolu parsel içerisinde bulunan bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanın tapusunun iptali ile, davacının miras payı oranında tesciline 23 parselin kalan kısmı ve 1345 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1933 doğumlu mirasbırakan ..."ün 30.06.2003 tarihinde öldüğü, geriye çocukları... davacı ... ve davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, dava konusu taşınmazların kadastro tespiti ile davalı adına tescil edildiği, 21.06.1988 tarihli tespit tutanağında 1345 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Ali Armutlu’dan satın alındığı, murisle ilgisinin bulunmadığı, 23 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 145 parsele ait 18.06.1987 tarihli tapulama tutanağında ise murise ait olan taşınmazın davalıya 1984 yılında hibe edildiği ve murisin tespite muvafakat ettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davacı 23 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile takdir olunan vekalet ücretini temyiz etmiş, davalı ise, sadece hükmedilen harcı temyiz etmiştir.
    Çekişme konusu olup da reddedilen 1345 parsel sayılı taşınmaz bakımından tarafların temyizi bulunmamaktadır.

    ./..



    Bilindiği üzere; mirasbırakan tarafından tapulu taşınmazların, tapuda resmi memur önünde yaptığı temlikler 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı kapsamında muris muvazaasına konu edilebilir. Somut olayda 23 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 145 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında mirasbırakanın onayı ile davalı adına tescil edildiği, bu durumda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı kapsamsında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açıktır.
    Ne varki, 23 (145) parsel sayılı taşınmazın kısmen kabulüne ilişkin karar davacının temyizi olsa da davalının temyizi bulunmadığından aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu konu bozma nedeni yapılamamıştır.
    Ancak; hâkimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü gözetildiğinde taşınmazların yasalara uygun olarak geometrik yapılarına uygun bir şekilde oluşturulması gerekliliği açıktır. Kamu düzeniyle ilgili doğru sicil oluşturma ilkesinin gözardı edilmesi doğru değildir.
    Hâl böyle olunca, bilirkişi raporuna göre taşınmazın mevcut haliyle ifrazının mümkün olup olmadığının taşınmazın bulunduğu yer gözetilerek, ilgili birimden görüş alınması, gelecek cevaba göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    Kabule göre de; HMK 327/2. maddesi gereğince yargılama giderlerinin taraflardan haklılık oranına göre alınması gerekirken bu usul kuralının göz ardı edilerek hatalı harç ve vekalet ücretine karar verilmesi isabetsizdir.
    Tarafların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.