Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/4683 Esas 2018/6807 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/4683 Esas 2018/6807 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/4683 Esas 2018/6807 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 10. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2018/4683

KARAR NO : 2018/6807

KARAR TARİHİ : 08.10.2018

10. Ceza Dairesi         2018/4683 E.  ,  2018/6807 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı"nın, 19/09/2017 tarihli yazısı ile tehdit suçundan sanık ...’ın TCK’nın 106/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis, TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca da 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 23. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12/02/2013 tarihli ve 2012/209 esas, 2013/201 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02/10/2017 tarihli yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    Sanık hakkında, 16/12/2011 tarihinde işlediği iddia edilen hakaret ve tehdit suçlarından dolayı 14/02/2012 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İstanbul Anadolu 23. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12/02/2013 tarihli ve 2012/209 esas, 2013/201 sayılı kararı ile, hakaret suçu yönünden şikayetten vazgeçme nedeni ile kamu davasının düşmesine, tehdit suçu yönünden ise TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği belirtildikten sonra, sehven dosya ile ilgisi bulunmayan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hüküm fıkrasının devamında da, “sanığa verilen cezanın TCK"nın 51/1 maddesi gereğince takdiren ertelenmesine” şeklinde ibareye yer verildiği, hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği, hükmün tehdit suçundan verilmiş erteli 10 ay hapis cezası olarak kesinleştirildiği ve adli sicil kaydında da bu şekilde yer aldığı anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2012 tarihli ve 2011/49160 soruşturma, 2012/3074 esas, 2012/1544 sayılı iddianamesi ile sanığın müştekiye yönelik gerçekleştirdiği tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına karşın, sanığın ayrıca olayda uygulama yeri bulunmayan anılan Kanun"un 191/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulmasında isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 23. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12/02/2013 tarihli ve 2012/209 esas, 2013/201 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    İncelenen dosyada Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 14/02/2012 tarihli iddianamesi ile kamu davası açılıp yargılama konusu yapılan suçların “tehdit ve hakaret” suçları olduğu, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı ve yargılama safahatında da “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin herhangi bir kovuşturma işlemi bulunmadığı, ancak yargılama sonucunda hüküm kurulurken kısa kararda hakaret suçu yönünden şikayetten vazgeçme nedeniyle “davanın düşürülmesine”, tehdit suçu yönünden ise “TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiği belirtildikten sonra, sehven dosya ile ilgisi bulunmayan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı “TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiğinin belirtildiği,
    Gerekçeli kararda da gerekçe bölümünde yalnızca “hakaret ve tehdit” suçlarına ilişkin değerlendirme yapıldıktan sonra, hüküm fıkrasında kısa kararla aynı biçimde hakaret suçu yönünden “davanın düşürülmesine”, tehdit suçu yönünden ise “TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiği belirtildikten sonra, dava ve yargılama konusu olmayan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı “TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiğinin anlaşılması karşısında,
    CMK’nın 225. maddesinin 1. fıkrasında “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” hükmüne yer verilmiş olup, sanık hakkında dava ve yargılama konusu olmayan “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı cezaya hükmedilmesi yasaya aykırı olup, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinde yer alan “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki hüküm gereğince sanık hakkında fazladan hükmedilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin hapis cezasının kaldırılması durumunda yasaya aykırılığın giderileceği düşünülerek kanun yararına bozma talebi bu yönü ile kabul edilmiştir.
    D) Karar :
    Açıklanan nedenlere göre; İstanbul Anadolu 23. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12/02/2013 tarihli ve 2012/209 esas, 2013/201 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan “TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ilişkin bölümlerin hüküm fıkrasından ÇIKARILMASINA, hükmün gereklerinin bu şekilde yerine getirilmesine, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.