Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/23124 Esas 2017/12549 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/23124 Esas 2017/12549 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/23124 Esas 2017/12549 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 2. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/23124

KARAR NO : 2017/12549

KARAR TARİHİ :

2. Hukuk Dairesi         2016/23124 E.  ,  2017/12549 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Anayasanın 141/3. maddesi “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının 3. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde hakim, belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir (TMK m.199). Mahkemece davalının ailenin ekonomik varlığının korunmasını gerektirecek veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak amacına yönelik davranışı konusunda gerekçe gösterilmediği gibi, davacının talebinde yer alan bir kısım taşınmazlar, davalının banka hesapları, davalının kredi ve kredi kartı kullanması ve davalının maaş hesabı konularında tasarruf yetkisine sınırlama getirilmesi talepleri yönünden verilen ret kararında da gerekçe yazılmamıştır. Bu sebeple, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
    2-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 137. maddesinde, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön İnceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilmeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği hükme bağlanmış, Kanunun 139. ve 140. maddelerinde ise dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra yapılacak ön inceleme duruşmasına davet ve ön inceleme duruşmalarının usulü ve yapılacak işlemler gösterilmiştir. Somut olayda dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapılmış ve aynı gün tahkikata geçilerek, davacının dinlenmesinden vazgeçmediği tanıklarını dinletme talebi de reddedilerek karar verilmiştir. Açıklanan bu husus adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    3-Kısa kararda davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine Türk Medeni Kanununun 199. maddesi gereğince tedbir konulmasına karar verildiği halde, davacının davalı adına kayıtlı olduğunu iddia ettiği Kuşadası ve Didim"de bulunan taşınmazların tapu kayıtları dosya arasına gelmeden, davacının talebi içerisinde yer almayan Keçiborlu ilçesi 747 parselde kayıtlı taşınmazla ilgili davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilmek suretiyle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulması da doğru değildir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.11.2017