"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : EĞİRDİR ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/1-2013/325
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının su abonesi olduğunu 2002-2008 yıllarında muhtelif tarihlerde su borcunu ödemediğini belirterek, 3.505 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; taşınmazın satıldığını, miktarın fazla olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 3.505 TL alacak ile ilgili itirazın iptaline karar verilmiş, hükmü davalı vekil temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından; davalının 08.11.1988 tarihinde meskeni ile ilgili su abonesi olduğu, 11.03.2008 tarihli icra takip dosyasında ödenmeyen faturaların 2002/7. dönem, 2004/9. dönem, 2005/11 ve 12. dönem ve 2008 yılı / 1. ve 2. dönem su tüketimine ilişkin olduğu anlaşılmış, hükme esas alınan Avukat bilirkişi raporunda davalının ödenmeyen fatura borcunun 1.159.79 TL, aylık %5 gecikme faizi olarak 2.366 TL olmak üzere toplam 3.526.65 TL borcunun bulunduğu açıklanmıştır.
Dava konusu taşınmaz ile ilgili abone kaydının halen davalı adına olması nedeniyle davalının kullanılan su bedelinden sorumlu olduğunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının sorumlu olduğu miktar yönünde bulunmaktadır.
HUMK."nun 275.(HMK 266) maddesine göre; Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakiminde bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibariyle konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur. HMK."nun 279.maddesine göre; bilirkişinin konusunda uzman olup, yazılı olarak raporunun denetime açık bir şekilde hesaplattırılması gerekecektir.
Davada, konusunda uzman olmayan Avukat bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, icra takip tarihi 11.03.2008 tarihi itibariyle davalının 6 yıl gibi uzun bir süre su tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen, yönetmelik gereği suyu kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir. Tüketilen su bedelinin aslı dışında gecikme faizi ile ilgili davacının müterafik kusuru nedeniyle belirlenecek miktardan uygun indirim yapılmaması da doğru değildir.
Bu durumda, mahkemece; taraflar arasında düzenlenen abone sözleşmesinin aslının getirtilerek, cezai şart olarak kararlaştırılan hükmün araştıralarak ve davacının 2002 ve devamı tarihlerde ödenmeyen su faturaları için 11.03.2008 tarihinde başlatılan icra takibi nedeniyle asıl alacak haricinde kalan gecikme faizi ile ilgili zararın artmasında davacı kurumun da müterafik kusurunun belirlenmesi ve davacının tahsil etmeye hak kazandığı miktarın tespiti amacıyla konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.