"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 175 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı iken Çatalca 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas-1983/297 Karar sayılı ilam ile 23.09.2011 tarihinde ... adına tescil edildiğini, anılan mahkeme kararının kendisi ile bir ilgisinin olmadığını ve davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine, taşınmazın amaç dışı kullanılması nedeni ile Çatalca 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1977/43 Esas 1983/267 Karar sayılı ilamı ile Hazine’ye iade edildiğini, 3402 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince kadastro görmüş bir yerin tekrar kadastroya tabi tutalamayacağını, bu nedenle 03.08.1988 tarihinde davacı adına yapılan tespitin geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın önceki malik İlyas Küp’e 4753 sayılı yasaya istinaden verildiği, bu şahsın taşınmazı amacı dışında kullanarak haricen davacıya sattığı, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; ‘‘...taşınmazın kadastroca ... adına tescilinden sonra, davalı Hazine tarafından daha önceki malikler İlyas Küp mirasçıları aleyhine açılan Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1977/43 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davası sonucu, tapu kaydının iptal edilerek ... adına tesciline dair kesinleşmiş hüküm nazara alınarak davacı adına olan tapu kaydının idari tasarruf ile iptal edilerek ... adına tapuya tescil edildiği, davacı ..."e karşı Hazine tarafından açılıp kesinleşmiş tapu kaydının iptaline ilişkin herhangi bir mahkeme hükmü bulunmadığı sabittir. Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunu’nun 1027.maddesinde, “İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir” hükmü yer almaktadır. Anılan hüküm karşısında, ilgililerin rızası veya ilgili hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadan idari bir tasarrufla tapu kaydının iptal edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir...’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verildiği gibi davada tek davacı olmasına rağmen hüküm kısmında davacılar yazılması hatalı ise de bu durum mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak görüldüğünden davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanunu"nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, 28/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.