"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 18/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ın mahkûmiyetine dair İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2013 tarihli ve 2013/350 esas, 2013/1760 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 14/05/2010 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle düzenlenen 25/06/2010 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/04/2012 tarihli ve 2010/391 esas, 2012/847 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği,
Bu kararın infazı sırasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinin bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edilerek, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/07/2013 tarihli ve 2013/311 esas, 2013/1186 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1, 62/1, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Aynı sanığın 17/05/2010 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle düzenlenen 29/06/2010 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/03/2012 tarihli ve 2010/642 esas, 2012/647 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği,
Bu kararın infazı sırasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinin bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edilerek, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2013 tarihli ve 2013/350 esas, 2013/1760 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1, 62/1, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, sanığın 16/11/2018 tarihli ve 94660652 - 105 - 34 - 10835 - 2018 - Kyb sayılı yazımız ekinde başka bir gerekçe ile kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/07/2013 tarihli ve 2013/311 esas, 2013/1186 karar sayılı dosyasında, 14/05/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçundan cezalandırılması istemiyle 25/06/2010 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, iş bu yargılama konusu dosyada ise suç tarihinin 17/05/2010 ve iddianame düzenleme tarihinin ise 29/06/2010 olduğu, dolayısıyla İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/311 esas sayılı dosyasına ilişkin iddianamenin düzenlendiği tarih olan 25/06/2010 tarihi itibariyle her iki dava dosyasına yönelik hukuki kesintinin gerçekleştiği dikkate alındığında, 5237 sayılı Kanun"un 43. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti açısından her iki dava dosyasının İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/311 esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesine karar verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2013 tarihli ve 2013/350 esas, 2013/1760 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kanun yararına bozma talebini oluşturan uyuşmazlık; İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/311 esas sayılı davasıyla aynı Mahkemenin 2013/350 esas sayılı davasının, “sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespit edilmesi amacıyla birleştirilmesi gerektiği” nedenine dayanmakta olup, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/311 esas sayılı dosyasının daha önce kanun yararına bozma yoluyla incelenmek üzere Yargıtay 20. Ceza Dairesine gönderildiği ve Dairenin 2018/5829 esasında kayıtlı olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı kararına göre, dosyanın Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 2018/5829 esas sayılı dosyasıyla doğrudan bağlantılı olduğu anlaşıldığından Dairemizin görevsizliğine, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın Yargıtay 20. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.