"İçtihat Metni"
İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait iş yerinde borçlu ... borcu nedeni ile haciz yapıldığını, şirketin sahibi .... oğlu olan .... haciz yapılan adresle ilgisinin olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile mahcuz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; haciz yapılan adres ile borçluya yapılan tebligat adresinin aynı olduğu, her ne kadar davacı tanığı tebligatı patronun oğlu adına geldiği için kabul ettiğini ifade etmiş ise de bu beyanın samimi bulunmadığı, hatalı olduğu söylenen tebligatla ilgili icra dairesine hiç bir iade bildirimi yapılmadığı, istihkak iddia eden şirketle borçlu arasında organik bağın bulunduğu, zira borçlunun davacı şirketin ortağı ve yetkilisinin oğlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
Davaya konu 17.09.2013 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde; haciz mahallinde borçluya ait olabilecek herhangi bir bilginin, belgenin temin edilemediği ve borçlunun haciz adresiyle ilişkisini gösterir emarelere rastlanmadığı gözlenmiştir. Ayrıca yargılama sırasında dosyaya sunulan vergi kayıtları, ticaret odası kayıtları ve ticaret sicil kayıtlarına göre haciz adresinin davacı şirkete ait olduğu, şirketin uzun yıllardır bu adreste faaliyet gösterdiği ve dava dışı borçlunun şirketle bir bağlantısının bulunmadığı tespit edilmiştir. Kaldı ki davacı şirketin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ve borçlunun ticari faaliyetini sürdürdüğüne ilişkin belgeler de dava dosyasına sunulan delilleri kuvvetlendirmektedir. Ayrıca; mahkemece redde gerekçe yapılan, davacı şirket ortakları ile borçlu arasındaki yakın akrabalık bağı ve ödeme emrine ilişkin tebligatın iade edilmemesi hususları tek başına muvazaayı göstermediğinden davanın reddi için de yeterli değildir. Bu sebeplerle; davacının davasını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.