"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat, yoksulluk nafakası, kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece davalı-karşı davacı erkek daha fazla kusurlu kabul edilerek taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadın erkeğin ailesinin evliliklerine müdahalesine izin vermesi, eşine ailesine karşı şikayetinden vazgeçeceğine dair söz vermesine rağmen sözünü tutmaması ve bu sebeple son yaşanan tartışmaya sebebiyet vermesi vakıalarına dayanmadığından bu vakıalar erkeğe kusur olarak yüklenemez. Erkeğin mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına ve kadının da mahkemece belirlenen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m.438/son), davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Boşanma sebebiyle maddi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceğinden davacı-davalı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde maddi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
3- Tarafların müşterek çocuğu ... 15.03.2011 doğumludur. Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi de gerekir. Velayet kendisinde bulunmayan baba ile ortak çocuk arasında, çocuğun baba sevgisi ve şefkatini tadacak şekilde, hafta sonu ve dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin yanı sıra baba yanında yaz aylarında ve sömestr tatilinde de kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.09.2017 (Salı)