"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-birleşen davacı kadın tarafından karar verilmeyen karşı davası ile nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-birleşen davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında davalı kadın usulüne uygun olarak karşı dava açmıştır. Ayrıca kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasıda erkeğin açtığı boşanma davasında birleştirilmiştir. Yapılan yargılama şırasında erkeğin boşanma davası ile kadının açtığı birleşen tedbir nafakası davasında karar verilmiştir. Kadının karşı davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değil ise de; erkeğin boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü, temyiz kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, kadının aynı sonuca yönelen boşanma talebi, gelinen aşamada artık konusuz hale gelmiştir. Bu durumda artık kadının karşı boşanma talebi hakkında bir karar verilemeyecektir. Böyle olmakla birlikte, karşı davada boşanma talebinin konusuz kalması sebebiyle hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücreti takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı/birleşen ve karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet İlkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate almarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2017 (Çrş.)