Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3601 Esas 2021/365 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3601 Esas 2021/365 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3601 Esas 2021/365 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 6. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2021/3601

KARAR NO : 2021/365

KARAR TARİHİ : 23.09.2021

6. Hukuk Dairesi         2021/3601 E.  ,  2021/365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    - K A R A R -

    Davacı vekilince açılan, tazminat davası sonucunda mahkemece davanın dahili davalı ... ve davalı ... Yapı Malz. Tes. Ltd. Şti. yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden manevi tazminatın kısmen kabulüne, maddi tazminatın ise ... ve ... yönünden kabulüne yönelik karar verilmiş olup, verilen kararın davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine 15. Hukuk Dairesince 2020/2027 Esas, 2021/396 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    Bu kez Dairemiz kararına karşı davacılar vekili ile davalı ... tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacılar ve davalı ... tarafından karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 490,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 23.09.2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Dava, destekten yoksunluk ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin; bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden manevi tazminatın kısmen kabulüne, maddi tazminatın ise ... ve ... yönünden kabulüne dair kararı davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 15. HD’nin 2015/3339 Esas, 2016/3 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacılar ve bir kısım davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.02.2021 tarih ve 2020/2027 esas, 2021/396 karar sayılı ilamı ile düzelterek onama yapılmış, bu sefer davacılar ve davalı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Somut olayda, arsa sahipleri ile yapılan sözleşme ile inşaatın yapımını üstlenen ..."un inşaatta mutfak dolabı yapımına ilişkin davaya dahil edilen ... ile taşeronluk sözleşmesi yaptığı, taşeronun da bir kısım işlerin yapımını müteveffa Ramazan Bilen"e alt taşeron olarak devrettiği ve montajı yapılacak dolabın taşınması sırasında olayın meydana geldiği anlaşılmıştır.
    Dairemizin daha önceki bozma ilamında belirtildiği üzere müteveffa ile ... arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, tazminat isteminin de bu eser sözleşmesindeki sorumluluğa göre değerlendirilmesi gerekir. Davalı ... ile müteveffa arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmamakta olup ancak sözleşmeye dayalı sorumluluk dışında haksız bir fiilin bulunması ve zararın doğması durumunda yüklenicinin sorumluluğu söz konusu olacaktır.
    Dairemizin bozması sonucunda oluşturulan bilirkişi heyeti eser sözleşmesine dair bir inceleme yapmamış, sosyal güvenlik mevzuatına göre bir inceleme yapmıştır. Müteveffanın kendisi de sözleşmenin tarafı olan taşeron olduğundan sosyal güvenlik mevzuatına göre değerlendirme doğru olmamıştır.
    Bilirkişi heyetinden ek rapor istenmiş ek raporda da açık bir şekilde sosyal güvenlik mevzuatına göre değerlendirme yapılmıştır. Ek raporda aynen, “yüklenici ... açısından yaptığımız çalışmalarda inşaat mahallinde bulundurması gereken şantiye şefi ve inşaatı koruyan güvenlik elemanı bulundurmaması, inşaat mahallindeki çalışmaları kontrol etmemesi, gerekli önlem ve tedbirleri almaması bakımından kusurlu olduğu” ifadesi bulunmaktadır. Bu değerlendirme sosyal güvenliğe ilişkin olup sözleşmesel sorumluluklarına ilişkin bir değerlendirme içermemektedir.
    Öte yandan sözleşme dışında davalı ...’in haksız fiili bulunduğuna ilişkin bir iddia ve ispatta bulunmamaktadır.
    Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davalı ...’in karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bu gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.