"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ..."in kayden paydaş olduğu ... ili ... ilçesi ... köyünde kain 5401 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında baba isminin sehven "" ... "" olarak yazıldığını, mirasbırakanının nüfus kayıtları uyarınca baba isminin "" ... "" olduğunu ileri sürerek belirttiği taşınmazın tapu kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; çekişme konusu taşınmazda, ... Yapı Kooperatifi"nin 09/05/1977 tarih ve 4747 yevmiye no"lu tahsis işlemi ile ... oğlu ... paydaş kılınmış olup başka paydaşlar da bulunmaktadır. Davacı ise ... oğlu ..."in mirasçısı olup, davacının murisi ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığı yeterli şekilde araştırılmış değildir. Hâl böyle olunca; ... oğlu ... isminde bir kişinin olup olmadığı hususunda nüfus ve zabıta araştırması yapılması, yerinde keşif yapılıp bu taşınmazda davacı ve kardeşlerinin zilyetliğinin olup olmadığının saptanması, tahsis işlemine dayanak teşkil eden Kooperatif evraklarının hangi arşivde saklandığının tespiti ile dosya arasına alınarak inceleme yapılması, yukarıdaki ilkeler uyarınca kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olup olmadıklarının duraksamaya yer olmayacak şekilde saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın geldisi olan, kök 291 parsel sayılı, 40700 m2 miktarlı, tarla ve bağ vasıflı taşınmazın 27.5.1958 tarihinde ... oğlu ... adına tapulama suretiyle tescil edildiği, daha sonra 1.12.1975 tarihli satış işlemi ile ... Yapı Kooperatifine temlik edildiği, 9.5.1997 tarihli tahsis işlemi ile 333/40700 payının ... oğlu ... adına, geri kalan paylarının dava dışı şahıslar adlarına kayıtlı hale geldiği, 17.07.1998 tarihinde yapılan imar işlemi neticesinde 5401 ada 1 parsel numarasını alan taşınmazdaki 125/2400 payın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, kooperatif üyeliği sebebiyle taşınmazın ... adına kaydedildiği, bozma sonrası yapılan araştırma neticesinde kooperatif kayıtlarının bulunamadığı, tescilin dayanağı belgelere göre adına tapu kaydı oluşturulan ... oğlu ...’in nüfus kayıtlarına rastlanılamadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen emlak vergisi makbuzları ile dava konusu taşınmaza ilişkin vergilerin ... oğlu ...’in eşi (davacının annesi) ... tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, TMK"nın 6, HMK"nın 190 .maddeleri uyarınca herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davacının iddialarını kanıtladığı, dava konusu taşınmazın malikinin ... oğlu ... olduğu açıktır.Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.